KANÛNÎ SULTAN SÜLEYMAN’IN ÇOCUKLARININ SÜNNET DÜĞÜNÜNDE OYNANAN OYUNLAR

Özet

Osmanlı devletinde yönetici ailesine ait düğünler büyük bir debdebe ile yapılır, adeta bin bir gece masallarını hatırlatırdı. Bu düğünler ister evlilik dolayısıyla olsun isterse sünnet dolayısıyla olsun halk ve devlet adamları, ilim ve irfan insanları katılırlardı. Çok uzun süren bu düğünlerde adeta devletin ihtişamı sergilenir, birbirinden ilginç yarışma ve gösterilerle davetlilere hoşça vakit geçirmeleri sağlanırdı. Uzun süre hazırlıkları yapılan bu düğünlere çok sayıda misafir davet edilir, özellikle büyük küçük tabi devletlerden gelen misafirler, büyük hediyeler takdim ederlerdi. Adeta bayram havasında geçen düğün eğlenceleri, gece gündüz günlerce devam ederdi. Osmanlı döneminde payitahtın devamı erkek çocuklarla sağlandığından şehzadelerin sünnet düğünleri haftalarca süren büyük şenlikler halinde gerçekleşiyordu. Şenliklerde şehzadelerin yanı sıra ülkenin dört bir köşesinden gelmiş yüzlerce çocuk da sünnet ediliyordu. Bu özelliği ile şehzadelerin sünnet düğünleri sadece hanedanın bir kutlaması ve gösterisi değil, halkla bütünleşmenin de bir ifadesiydi. Şehzade sünnetleri, Osmanlının en önemli sosyal organizasyonları içinde yer alıyordu. Bu şölen ve ziyafetlerin boyutunu anlayabilmek ve burada yapılan oyun ve eğlenceleri görebilmek için Kanuni Sultan Süleyman’ın oğulları için yapılan sünnet düğününe bakmamız yeterlidir. Kanuni’nin oğulları Mustafa, Mehmed ve Selim için düzenlediği sünnet düğünü üç hafta kadar sürmüştür. Sünnet düğünlerinde gelenlere hoşça vakit geçirtmek için çok farklı oyunlar oynanırdı. Bir gün at oyunları sergilenir, atlarla müthiş gösteriler yapılırdı. Bir gün kağıttan yapılan kaleler kuşatılır, buraların fethi canlandırılırdı. Bir başka gün cambazlar meydana çıkar ve direkler üzerine çektikleri iplerde tüm hünerlerini gösterirlerdi. Bu ve bunlara benzer birçok oyun ve etkinlikle mahirler, hünerlerini sergiler, seyredenler büyük keyif alırlardı. Hünerlerini gösteren insanlar padişahın büyük ikram ve ihsanlarına nail olur, herkes mutlu olurdu. Program hafızların okuduğu Kur’an ile ve Türk devletinin devamı için duaları ile biterdi.