FİLMLER VEYA ÖLÜM KORKUSU ARACILIĞIYLA VAROLUŞ: SİNEMA MÜDAVİMİ VE BEYAZ GÜRÜLTÜ

Özet

Don DeLillo, edebiyatta postmodernist dönemin üretken yazarlarından biridir. Ödüllü kitabı White Noise ile edebiyattaki yerini sağlamlaştırmıştır. Kitap, başkahraman Jack Gladney'nin kimliği aracılığıyla hayattaki kendi yerini sorgulamasını anlatmaktadır. Çevresindeki olayları sürekli şüpheci bir şekilde değerlendirmektedir. Walker Percy söz konusu olduğunda, ilk romanı The Moviegoer en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilmiş ve ödüllendirilmiştir. Bu da Percy'nin Güney edebiyatında yankı uyandıran seslerden biri olmasını sağlamıştır. Böylece, Percy, toplumun modernleşmesini ve sanayi toplumundaki tutumları destekleyen Yeni Güney hareketinin bir üyesi olarak kabul edilmiştir. The Moviegoer bir borsacı olan John "Jack" Binx Bolling'in hayatını ve hayatta bir anlam veya amaç bulma çabalarını anlatmaktadır. Binx, sıradan günlük yaşamdan bıkmış bir kahramandır. Hayatın anlamını öğrenmek ve gerçek hayat, gerçeklik ya da varoluş hakkında düşündüğü şekilde yeni bir bakış açısına katkıda bulunmak için sinemaya gitmeyi seçmektedir. White Noise ve The Moviegoer'ın başkahramanlarının hayattan anlam çıkarmak ve özgür bireyler olarak varlıklarını belgelemek için mücadele ettikleri durumları göz önünde bulundurularak bu iki önemli eser, varoluşçu felsefe çerçevesinde, özellikle Kierkegaard, Camus ve Sartre gibi isimlerin ileri sürdükleri görüşler çerçevesinde incelenmiştir.