“LIKE TRUTH IS BEAUTY, BEAUTY TRUTH” BIOPOLITICS, THE SOCIETIES OF THE SPECTACLE AND THE STONE GODS

Özet

Michel Foucault’nun biyopolitika kavramı, Guy Debord’un gösteri toplumu kavramıyla bir arada düşünüldüğünde, Jeanette Winterson’un post-apokaliptik bir dünya kurguladığı romanı The Stone Gods için çok uygun bir eleştirel lens sunar. Bu bağlamda bu çalışma romanda resmedilen toplumun estetik, DNA modifikasyon işlemleri ve genetik iyileştirme uygulamaları konusundaki aşırıya kaçan bağımlılığının Debord’un gösteri toplumu kavramıyla uyum içinde olduğunu ve bu gösteri toplumunun, Michel Foucault’un biyopolitika olarak tanımladığı güç ilişkileri ağının işlerliğinin ve sürekliliğinin sağlanması amacını taşıyan bir araç olarak kullanıldığını göstermeyi amaçlamaktadır. Guy Debord, modern toplumun, sosyal etkileşimlerin imgeler ve temsiller tarafından belirlendiği bir gösteri nesnesine dönüşmesine karşı sert bir eleştirel tutum sergiler. Bu çalışma da Debord’un bu gözlemleri ve Winterson tarafından kurgulanan toplum arasındaki paralellikleri görünür kılmayı amaçlamaktadır. Bu kurgusal dünyada bireyler, sahte bir öz-değer kültüründen beslenen bir imaj saplantısının pençesinde tükenmektedirler. Bu saplantının Foucault’un biyopolitika kavramı üzerinden açıklanabileceği düşünülmektedir. Bu bağlamda biyopolitka güçi politika ve yaşam kavramları arasındaki ilişkiyi, ve bu karşılıklı ilişki üzerinden control mekanizmalarının insan deneyiminin en özel ve/ya da kişisel alanlarına bile nasıl sızdığını irdeler. Winterson’un romanında temsil edilen genetic sabitleme ve benzeri aşırıya kaçan estetik cerrahi işlemleri kökenini biyopolitikadan alan toplumsal güç dinamiklerinin işleyişini gözler önüne serer. Bu bağlamda Winterson’un romanının biyopolitika, gösteri toplumu ve bir hakimiyet alanı olarak insan bedeni arasındaki karmaşık etkileşime ışık tutan çarpıcı bir metin olduğu söylenebilir. Roman tüm bu kavramların nasıl bireysel imgeler konusunda aşırı bir saplantı, genetik müdahaleler ve bunların bir sonucu olarak bireyselliğin erozyonu ile tanımlanmış son derece rahatsız edici bir gelecek/güncel toplum vizyonu yarattığını gözler önüne serer.