EVERY DAY IS MOTHER’S DAY ROMANINDA MARJİNAL ANNELİĞİN DUYULMAMIŞ SESİ

Özet

Feminist bakış açısı, kadın deliliğini ataerkil düzenin kadınlara dayattığı baskının bir sonucu olduğunu öne sürer ve bunun sonucunda deliliğinin toplumsal olarak inşa eğildiğini belirtir. Kadınların kendi ailesi içerisinde itaatkâr kız çocuğu olması, evliliğinde ideal eş görevlerini yerine getirmesi ve anne olunca çocuğum tüm ihtiyaçlarını karşılaması beklentisi, kadınlar üzerine fiziksel ve psikolojik olarak baskı kurar. Kendi benliğini kendisi inşa edemeyen kadın toplumun ona dayattığı rolü benimser. Bunun sonucunda kadın kaçınılmaz olarak bu düzene ve baskıya tepki olarak psikolojik rahatsızlıklar geliştirir. Jane Ussher, Elaine Showalter ve Phylis Chesler kadın deliliğini tarihsel olarak incelemişler ve kadın deliliğinin biyolojik nedenlerin yanında sosyal normların baskısı sonucunda da oluştuğu sonucuna varmışlardır. Hilary Mantel’in Every Day is Mother’s Day romanında ise kadın deliliğinin sosyal inşası, ana karakter Evelyn Axon aracılığıyla yansıtılmıştır. Evelyn, komşuları tarafından alışılmışın dışındaki görüntüsü ve tavırları yüzünden sevilmeyen bir karakterdir. Engelli bir kız çocuğu vardır ve doğumundan itibaren zihinsel engeli olan kızına tek başına bakmak zorunda kalmıştır. Roman ilerledikçe Evelyn’in deliliğinin sebebinin çocukluğunda ailesini kaybetmesine, ona bakan teyzesinin onu evlenmeye zorlamasına ve bir pedofiliyle evlenmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanında romanda, 1970lerde bir kadının tek başına engelli bir çocuk yetiştirmesinin zorlukları da anlatılmaktadır. Buradaki önemli nokta sosyal servislerin engelli çocuk annelerine yeteri kadar destek sağlamaması ve Evelyn’in kızını kendi annelik idealine göre yetiştirmeye çalışmasıdır. Karakterin karşılaştığı başka bir zorluk ise kızının cinsel saldırı sonucunda hamile kalmasıdır. Evelyn toplumun kendisini suçlayacağını bildiğinden kızının hamileliğini saklar ve bebek doğduğunda ise onu bir kanala atarak öldürür. Bu bakımdan roman, ataerkil toplumun kurallarına uyarak yaşamaya çalışan bir kadının başına gelen trajik olaylar neticesinde ve bu olaylara tek başına mücadele etmek zorunda kalmasının yarattığı baskı sonucunda kaçınılmaz olarak delirmesini Evelyn aracılığıyla anlatmaktadır.