HİCRÎ İKİNCİ ASIRDA HURÛF-I MUKATTAA YORUMU: YAHYÂ B. SELLÂM VE MUKÂTİL B. SÜLEYMAN ÖRNEĞİ
Özet Görüntüleme: 136 / PDF İndirme: 126
DOI:
https://doi.org/10.51296/newera.147Anahtar Kelimeler:
Hurûf-u Mukattaa, Hicrî İkinci Asır, Yahyâ bin Sellâm, Mukâtil Bin Süleyman, Kur’ân İlimleriÖzet
İlahi bir kelâm olan Kur’ân-ı Kerîm her kelimesinde ve her ayetinde bizlere farklı edebi güzellikte sunmaktadır. Birçoğu keşfedilmiş olsa da bunlar denizde damla nispetindedir. Keşfedilmeyi bekleyen kısmı ise tahayyülümüzün çok ötesindedir çünkü Kur’ân-ı Kerîm’in anlam zenginliği ve edebi nükteleri ilim sınırlarının ötesindedir. İlk asırlardan bu yana yüz binlerce kitap yazılmış, yazılmaya da devam etmektedir. Âlimlerin yegâne hedefi Allah’ın muradını en iyi şekilde anlayabilmek ve anlamaya engel görülen müteşâbih ayetleri açıklığa kavuşturmak olmuştur. Bu hakikate binaen Kur’ân-ı Kerîm’in hikmetlerini, edebi güzelliklerini ve sınırsız belagat nüktelerini ortaya koyma ve araştırmaya çalışan âlimler ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’in nüzûlü, toplanması, yazılması, kıraati, tefsiri, i‘câzı, nâsih ve mensuhu gibi konulara da eğilerek birçok Kur’ân ilminin ortaya çıkmasına vesile olmuşlardır. Kur’ân ilimleri Ulum’ul Kur’ân terkibi ile karşımıza çıkarak Garibu’l-Kur’ân, İcazu’l-Kur’ân, Emsâlu’l-Kur’ân, Müşkilu’l-Kur’ân, Mecâzu’l-Kur’ân, Fevâtihu’sSüver, Üslûbu’l-Kur’ân, Aksâmu’l-Kur’ân gibi birçok ilmi içinde barındırmaktadır. Bunlardan biri de Hurûf-ı Mukattaaa ilmidir. Kur’ân-ı Kerim'in 29 suresinin başında Hurûf-ı Mukattaa bulunmaktadır. Surelerin başında bulunan bu harfler bir (sâd, nûn gibi) veya birden fazla harfin (tâ-sîn-mîm elif-lâm-mîm-sâd, kâf-hâ-yâ-ayîn-sâd gibi) birleşmesi ile meydana gelmektedir. Bu harfler, Kur’ân'ın ifadeleri içerisinde önemli bir yer tutmaktadır çünkü bu harflerin bazen tek harfli, bazen de birden çok harfin birleşmesiyle karşımıza çıkmasında bir rastlantısallık olmadığı ve büyük bir hikmetin mevcut olduğu aşikârdır. Hurûf-ı mukattaa’nın neye delalet ettiğinin açık olmayışı, Hz. Peygamber’den gelen sarih bir rivayetin yokluğu öteden beri insanların dikkatini çekmesine sebep olmuş ve meraklarını arttırarak araştırmalarını da o denli arttırmıştır. Sahabilerden özellikle İbn Abbâs (ö. 68/687-88) Ubey bin Kâ’b (ö. 33/654 [?]) tabiinden Katâde bin Diâme (ö. 117/735), Saîd bin Cübeyr (ö. 94/713 [?]) gibi âlimler bu konuya açıklık getirme gayreti ile tevile giderek birçok farklı görüşler zikretmişlerdir. Ve yine hicrî ikinci asırda tefsir hadis ilminin bir babı olmaktan sıyrılıp tedvin hareketinin başlaması ile müstakil eserler ortaya çıkmıştır. Bu tedvin hareketinde müstakil eser veren ve ön plana çıkan âlimler mevcuttur. Bu âlimlerden ilk tam tefsiri yazmasında dolayı Mukâtil bin Süleyman’ın (ö. 150) tefsiri ile tefsirinin tamamı ulaşmasa da ilk tefsirlerden kabul edilen Yahyâ bin Sellâm’ın (ö. 200) tefsirinde Hurûf-u Mukattaa ilmini irdelemeye çalışıp yeri geldiğinde iki tefsir arasında yorum farklılıklarına ve benzerliklerine değineceğiz.
İndir
Yayınlanmış
Nasıl Atıf Yapılır
Sayı
Bölüm
Lisans
Bu çalışma Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License ile lisanslanmıştır.